top of page

Yol

Yolculuk kaçıp gitmektir kimi zaman

Bir başına plânsız programsız düşmektir yollara

Keşfetmenin heyecanı ve arzusuyla yanıp tutuşmak

Ve ezber bozmaktır yolculuk

 

Bazen bir fincan kahvenin peşinde

Bazen bir müzenin loş girişinde

Çoğu zaman ise bir meydanın tam ortasında

Cıvıl cıvıl kuşlarla konuşmaktır yolculuk

 

Sonra bir çeşmenin kenarına oturmaktır

Ortaçağdan kalmış bir binanın duvarlarına dokunmaktır

Daracık sokaklarda kaybolmak

Yağmura aldırmadan ıslanmak

Işıklı caddelerde ışıldamak

Ve geçmişten günümüze uzanan bir anıtın yüzünde

Anlam bulmaktır yolculuk

 

Bazen üzüm bağlarında dolaşmaktır kırmızı kırmızı

Lezzetlerle buluşmaktır yudum yudum

Kırlara sere serpe uzanmak

Çağıl çağıl çağlayan nehirlerden

Ve durgun göllerden denizlere açılmaktır 

Bilinmeyeni bilinir kılmaktır çünkü yolculuk

Yokluğu var yapmaktır

 

Kuzeyinden güneyine doğusundan en batısına

Yaşlı kıtayı adım adım gezerken

Her durakta durup şaşırmaktır yolculuk

Mâbetlerden ve tapınaklardan gökyüzüne ulaşmak

İstisnasız her çatıda ya da yüksek bir sütun başında

Bir melekle karşılaşmaktır

Ve yaşamdan keyif alırken

Yeni insanlar tanımaktır

 

Ama en büyük yolculuk

Kendi içimize doğru ilerlemektir her zaman

Bazen bir hayâl ya da hatırayla

Bazen de sırt çantamıza yüklediğimiz binbir yazı ve fotoğrafla

İnsanın kendi kendisine ayna tutup

Derinden bakmasıdır yolculuk

 

İyi yolculuklar

 

 

– Mayıs 2011     

bottom of page